Soya/tofu – Cilt koruyucu
Orijinal halinde de (edamame) olsa, tofu yapılmış da olsa soya fasulyesi tam bir cilt koruyucudur. Fitonutrient’lerle doludur; aslında sadece soyada yaklaşık üç yüz farklı fitonutrient bulunmaktadır! Başlıca-ları isoflavon denen gruptur ve içinde genistein ile diadzin bulunmaktadır. Bu isoflavonlar güçlü antioksidanlardır ve koruyucu fito-östrojenik özellikleri vardır.

Soyada ayrıca yeni hücre büyümesini ve cildin nemini kazanmasını sağlayan bol miktarda E vitamini vardır. Et gibi, soya da tam bir proteindir. Böylece kalsiyum ve magnezyumla beraber, ama doymuş yağlar olmadan, bütün gerekli amino asitleri içerir. Ayrıca içinde bir miktar da cildi pürüzsüzleştirici Omega-3 yağ asidi bulunmaktadır.

Güzellik dozajı: Haftada birkaç porsiyon işlenmemiş ve tercihen fermente edilmemiş soya ürünü tüketin. Bir porsiyon, bir fincan soya sütü, 85 gram tofu ya da 1/2 fincan tepmeh veya misodur.

Güzellik servis önerileri: Organik soya sütünü ya da yumuşak tofuyu sabah karışımlarınızın bir parçası haline getirin. Bir paket organik yumuşak tofuyu blender’a koyup içine taze ya da donmuş meyve atın ve karıştırın. İşte size son derece sağlıklı bir kahvaltı! Antioksidanlar açısından da zengin olsun istiyorsanız, içine bir avuç yabanmersini, birkaç tane ceviz, badem gibi çiğ ve tuzsuz yemiş, bir çay kaşığı ketentohumu yağı ekleyin. Tofu, beraber pişirildiği şeyin kokusunu alır: tofuyu wok’ta pişirdiğiniz yemeklere, çorbalara, et yemeklerine ve güveçlere koyun. Ayrıca ızgarası da yapılabilir. Edamame (yeşil soya fasulyelerinin kabuklarıyla beraber tuzlu suda on dakika kadar haşlanmasıyla yapılır) ya da kavrulmuş soya yemişi tüketin.

Fito-östrojenler nelerdir ?
Fito-östrojenler, ya da bitki östrojenleri, bitkilerde bulunan zayıf östrojenlerdir. Bu fito-östrojenlerin kimyasal yapısı, vücudunuzda üretilenle aynıdır, ancak özdeş değildirler. Ayrıca fito-östrojenlerin çalışması sizin kendi östrojenlerinize göre çok daha yavaştır.

Bu fito-östrojenler sizin vücudunuzun östrojen reseptörleriyle bir araya geldiğinde gerçekten koruyucu bir etki yaratırlar. (Vücudunuzda bulunan türdeki östrojenler tümör oluşumuna ve büyümesine karşı etkilidir.) Yani fito-östrojenler kansere neden olan hormonların hücrelerinize yerleşip reseptörlerinizde bu hastalığı yaymalarını önler.

Bol miktarda soya tüketen Japonlar, oldukça düşük göğüs kanserine yakalanma oranına sahip. Bu östrojen hareketi onların göğüs kanserine yakalanma oranlarının düşük olmasının başlıca sebebi olarak görülmektedir. Japon erkeklerinin prostat kanserinden ölme oranları da soyayı bol miktarda tükettikleri için düşüktür.

Soya sevmiyor musunuz ? Üzülmeyin. Beslenme alışkanlıklarınıza fito-östrojen fitonutrient’leri katmanın başka yolları da var.

(Büyük halini görmek için resime tıklayın.)