Çeker hastalığı, yaşayanlar bilir, hiç de adı gibi bir hastalık değildir; v/yaşamı tatsız tuzsuz yapar. Yine de yan etkilerinden korunmak ve sağlıkla, sevenlerinizle birlikte ama muhtaç kalmadan yaşamak mümkündür. Şeker hastalığını dipsiz bir kuyuya benzetebiliriz; şekerin yüksek olduğu her gün içine bir taş atılan ve atılan taşın geri çıkarılamadığı bir kuyuya. Yıllar sonra bu taşlar kuyuyu doldurmaya başlayınca yan etkiler ortaya çıkar, ama taşları çıkarmak mümkün olmadığı için vücuttaki biriken etkiler şeker düzene girse bile yıllar öncesindeki haline döndürülemez. Eğer taşlar biriktirilmezse, şeker hastalığı mutlaka geçinilmesi gereken biri gibi ele alınırsa onunla dost bile olunabilir.
Şeker hastalığı gözde ne gibi sorunlara yol açar?
Damarlar bir tarlayı sulayan su hortumlarına benzer. Sadece belli bir tarla sulan-malı, su yolda başka tarlayı ıslatmamalıdır, göz içindeki yapı normalde bu şekildedir.
Şeker hastalığında damar çeperleri bozulduğu için yer yer hortumdan su kaçağı olur, ıslanmaması gereken tarla ıslanır yani göz içinde kanamalar olur. Hortumdan kaçan su, asıl sulanması gereken tarlaya ulaşıp orayı yeterince sula-yamadığı için de göz içinde bazı bölgelerde beslenme bozulur, yeterince kan gelemediği için. Kanama olan bölgelerde görme bozulur, kanamanın emilmesi de ıslak bir parkenin kabarması gibi göz içinde o bölgelerde kabarma ve büzüşmelere neden olur. Kansız kalan bölgelerde ise açlık nedeniyle hücreler yasamlarını yitirmeye başlar. Doğal felaket gibi olan bu bozukluklar burada durmaz. Denge bir defa bozulunca vücudun dengeyi düzeltmek için yaptığı müdahaleler işi daha da karıştırır. Kansız bölgelerden gelen “imdat, açız!” yakarışına karşılık vücut o bölgelerde yeni damarlar üretip açlığı önlemeye çalışır. Ama bu müdahale sadece işleri daha da karıştırır çünkü yeni damarlar hem kanamaya daha eğilimlidir hem de olmamaları gereken yerlerde meydana geldikleri için göz tansiyonunu yükseltebilirler. Sorun sorun üstüne yani. Bir de üstüne, şekerin fazla su tutabilme özelliği nedeniyle şişip bulanıklaşan göz merceği katarakt olabilir.
Şeker hastalığının göze etkisi nedir?
Tüm vücutta olduğu gibi gözde de şeker hastalığı ince damarların duvarını bozar. Esas yaptığı budur. Bunun dışında katarakt yapabilir.
Şeker hastalığının gözdeki etkileri nasıl tedavi edilir?
Henüz damar çeperlerinin yeni bozulduğu dönemde eğer kan şekeri kontrol altına alınabilirse her şey eskisi gibi normale dönebilir.
Eğer kanamalar ve açlık başlamışsa o zaman açlık olan bölgenin vücudun ilgi alanının dışına çıkarılması gerekmektedir. Yoksa yeni damarlar işi daha da karıştırabilir. Bunun için lazer silahı (!) kullanılır; aç bölgeler bu silahla tahrip edilerek “açız” mesajını vermeleri engellenir. İyi sulanmamış tarladaki ayrık otlarından kurtulmak için lazer yapılır da denilebilir. Lazer tedavisinin yapılması gereken alanın genişliği aç bölgelere göre ayarlanır. Bazen bu işlemin yerine veya yanında göz içine özel bir ilaç yapılması da işe yarar.
Şeker hastası olan herkeste eninde sonunda göz sorunları ortaya çıkar mı?
Eğer kan şekeri düzeyi düzenli ise ve HemoglobinAlC düzeyi normal seyrediyorsa hayır, gözler hiçbir zaman etkilenmeyebilir.
Şeker hastalığının göze etkileri nasıl teşhis edilir?
Göz içindeki değişiklikleri saptamak için gözbebeğinin damlalarla büyütülme-sinin ardından, göz içine teleskop gibi özel ışıklı büyüteçlerle bakılması gerekir. Şeker hastası olanlarda gözbebeğini büyüten damlaların etkisi biraz geç görülür (hastanede en az 2 saat kalmanız gerekebilir ve sonra -özellikle de güneşli günlerde- araba kullanmanız zor olabilir). İnsan gözünün ayırt edemeyeceği dolaşım bozukluklarını saptamak için kol damarından boyalı bir ilaç verilerek göz filminin (göz anjiyosu) çekilmesi de gerekir.
Şeker Hastalarının Göz Açısından Dikkat Etmesi Gereken Noktalar Nelerdir?
* İlacınızı hekim söylemedikçe bırakmayın. İlacı bırakınca şeker yine yükselir.
* Giderek bulanık görme veya miyopta artış olursa şekerinizi ölçün. Bunlar yükselme işaretidir.
* Şekerinizi kendiniz ölçmeyi öğrenin.
* Şekerinizin ne yüksek ne de çok düşük olmamasında kararlı olun.
* Tip I (insülin kullanan) şeker hastaları 5 yıla kadar yılda bir kez, 5 yıldan sonra her 6 ayda bir göz muayenesi olmalıdır.
* Tip II (insülin kullanmayan) şeker hastaları 10 yıla kadar yılda bir kez, 10 yıldan sonra her 6 ayda bir göz muayenesi olmalıdır.
Şeker hastalığının gözde öncü belirtileri var mıdır?
Sık çıkan arpacıklar ve kirpik dibi iltihapları henüz fark edilmemiş bir şeker hastalığının ilk belirtileri olabilir.
Şeker hastalığı gözle ilgili daha başka sorunlara da yol açabilir mi?
Maalesef evet. Yüksek şeker gözde olduğu gibi beyinde de ince damarlarda beslenme bozukluğu yapabilir. Hangi damarda sorun yaparsa o damarın beslediği sinir aç kalır. O zaman da göz kapağı düşüklüğü, gözü içe, dışa veya yukarı, aşağı hareket ettirememe (gözü hareket ettiren sinirlerin felci), buna bağlı çift görme veya göz kapağını kapatamama ile güiümseyememe (yüz felci) olabilir. Şeker düzene girince bunlar da yavaş yavaş düzelir.
Şeker hastalığına bağlı göz sorunları tedavi edilmezse ne olur?
Genel kural olarak vücutta hiçbir şekilde ölen hücreler diriltilemez ve bu şekilde kayıp geri getirilemez. Göz bu kurala harfiyen uyar; kansızlığa hiç tahammül edemez. Tedavi edilmeyen ve ilerleyen kayıp geri dönmez. Sonuçta iş hiç görmemeye kadar dayanabilir.