Aşırı çoklu doymamış yağlar yaşlanmayı hızlandırır. California Irvine Üniversitesi’nde yapılan bir çalışmada cildin yaşlanma süreçleri incelendi. Araştırma sonucunda, kişinin tükettiği yüksek orandaki çoklu doymamış yağlarla, yüzündeki kırışıklıklar arasında ciddi bir bağ olduğu saptandı.

Neden? Çoklu doymamış bitkisel yağlar stabil değildir. Bu, pişirildiğinde ya da açıkta bırakıldığında, ışığa ya da sıcaklığa maruz kaldığında yağın zarar gördüğü anlamına gelmektedir. Yağ oksitlenmeye başlar ve yüksek oranda serbest radikal üretir. Bu da deri hücrelerinizde hasara neden olur. Aslında bütün yağlar oksitlendiğinde serbest radikal üretir ve bozulur. Tereyağı, bazı etler ve soğuk presli yemiş yağları gibi doğal yağlar daha uzun yavaş oksitlenir ve çok daha az miktarda serbest radikal üretir.

Çoklu doymamış yağlar tam tahıllarda ve tohumlarda bulunur. Bu şekilde E vitaminiyle ve güçlü antioksidanlarla bir aradadırlar. Bitkisel yağlar işlendiklerinde, soğuk preslenseler bile, içlerindeki E vitamini kaybolur. Ciltteki kolajen lifleri serbest radikallerin ilk hedefleridir. Bunlara zarar vererek kırışıklıklara sebep olurlar. E vitamini, serbest radikallerin verdiği hasarı en aza indirmek için uğraşır.

Diğer bir problem, son yıllarda yediğimiz besinlerdeki çoklu doymamış yağ oranının artmış olmasıdır. Hepimiz çok daha hazır, paketlenmiş gıda tüketmeye başladık. Bu çoklu doymamış yağlardan çok fazla tüketmek, EFA dengesinin bozulmasına neden olur.

Yani ilk kural, eğer çoklu doymamış yağ alımınızı artırırsanız, oluşacak hasarı en aza indirmek için E vitamini, C vitamini, betakaroten ve koruyucu fitonutrient alımınızı da ona göre artırmalısınız.