Saç kaybında diyetin hormonal etkileri

Saç kaybında diyetin hormonal etkileri

İlaçlar yiyecekleriniz, yiyecekleriniz ilaçlarınızdır. Yiyecekler, saç dökülmesi de dahil olmak üzere bütün rahatsızlıkların tedavisi için uygulanan ilaç ya da bitkisel terapinin etkinliğinde çok derin bir rol ...

Saç kaybında diyetin hormonal etkileri

İlaçlar yiyecekleriniz, yiyecekleriniz ilaçlarınızdır. Yiyecekler, saç dökülmesi de dahil olmak üzere bütün rahatsızlıkların tedavisi için uygulanan ilaç ya da bitkisel terapinin etkinliğinde çok derin bir rol ...

Saç kaybında diyetin hormonal etkileri
29 2009 - 23:27

İlaçlar yiyecekleriniz, yiyecekleriniz ilaçlarınızdır.

Yiyecekler, saç dökülmesi de dahil olmak üzere bütün rahatsızlıkların tedavisi için uygulanan ilaç ya da bitkisel terapinin etkinliğinde çok derin bir rol oynar. Yiyeceklerin tıbbi, iyileştirici ve sistemde değişiklik yapma özelliklerini kullanarak, erkek tipi kellikte başlıca suçlu olan DHT de dahil olmak üzere, hormon seviyelerinizi kontrol edebilir ve böylece saç dökülmesini kontrol altına alabüirsiniz.

Ben bunu yapmayı başardım: Saç kaybını kon­trol eden Propecia (finasteride) ilacının ve bitkilerin etkinliğini arttıracak ve bazı hormonların saçıma ters etki etmesini önleyecek özel bir diyet uygu­ladım.

Bu bölümde hormonlarınızın diyetle nasıl düzenlenebileceğini, bilim adamlarının yiyecekler, sağlık ve saç kaybı arasında ne gibi önemli bağlan­tılar bulduğunu ve kalbinizi, tüm vücut sağlığınızı ve formunuzu korurken, saçlarınıza da faydalı ola­cak bir beslenme şeklini nasıl kolayca uygulaya­bileceğinizi öğreneceksiniz.

Hormonlar vücudunuzu nasıl kontrol eder?
Hormonları düşündüğümüzde, genellikle iki temel cinsiyet hormonu olan testosteron ve östrojen gelir aklımıza. Bu hormonlar sadece cinsiyet özellik­lerimizi, üreme sistemimizi ve cinsel iştahımızı düzenlemekle kalmaz, bütün sağlığımızı korumada da önemli bir rol oynarlar.

Her çeşit hormon, vücuttaki bütün çalışan mekanizmaları, en basitinden en zoruna kadar bütün vücut fonksiyonlarını ve aynı zamanda duygularımızı da (sevgi, korku, endişe, stres, neşe vd.) düzenlerler.

Vücut, hücreler arasındaki iletişimi iki şekilde sağlar: Biri, nöron denen sinir lifleri yoluyla dola­şan ve nabız atışına benzeyen elektriksel vu­ruşlarla, diğeri ise endokrin sistemi ile taşınan kimyasallar yoluyla. İşte bu ikinci yöntemde, kim­yasal sistem, hormonlan ulak olarak kullanır.

Nöronlardan geçen elektriksel mesaj iletiminin hızı, şimşek çakmasınınkinden fazladır; neredeyse anındadır. Beyin bacağa hareket etmesini söyler ve o anda bacak hareket eder.

Endokrin sistemde ise iletişim daha gevşektir. Bu kimyasal sistemde bezler hormonlan kan dola­şımına salgılarlar ve kan dolaşımı da onları bütün vücuda taşır. Bu hormonların gidecekleri yere ulaş­maları birkaç dakikayla, birkaç saat arasında deği­şen bir süreyi bulabilir.

Endokrin sistemdeki bezler bütün vücuda ya­yılmıştır.
* Hipofiz bezleri beynin ön bölümünün he­men altında bulunur.
* Tiroid ve paratiroid bezleri boynun ön kıs­mında, göğüs kemiğinin hemen üstündedir.
* Adrenalin bezleri böbreklerin üstüne yapışık olarak dururlar; her böbreğin üstünde bir bez vardır.
* Pankreas karın bölgesinde midenin arka­sındadır.
* Yumurtalıklar (sadece kadınlarda bulunur) göbeğin hemen altında pelvik bölgede­dirler.
* Testis bezleri (sadece erkeklerde bulunur) testislerde yer almaktadır.

Hormonların çok az miktarı bile çok güçlüdür ve incelikli bir zamanlama ve dengeye sahip çok sayıdaki vücut sisteminden birisine salgılanırlar. Beyindeki kontrol merkezi olan hipotalamus, uyu­ma, yeme ve üreme de dahil olmak üzere vücudun temel fonksiyonlarını düzenler. En önemli görev­lerinden biri, hipofiz bezini kontrol etmek yoluyla endokrin sistemi kontrol altında tutmaktır. Hipofiz bezinin görevi, bir organın ya da bir bölgenin belli bir hormona olan ihtiyacı ile ilgili mesajları aldık­tan sonra o hormonu salgılamak ya da endokrin sistemdeki başka bir bezin istenilen hormonu üret­mesine ve salgılamasına neden olacak bir madde salgılamaktır.

Bir erkeğin testislerinden salgılanan hormon­lar, adrenalin bezlerinden salgılananlarla birlikte, fiziksel ve cinsel özelliklerden, üreme ile ilgili fonksiyonlara kadar bütün “erkeksi” özelliklerden sorumludurlar. Testisler, erkek cinsel hormonu olan testosteronu üretirler. Hatırlayacağınız gibi testos­teron, 5-alfa-redüktaz enziminin yardımıyla dehid-rotestosterona (DHT) dönüşür. Erkek tipi kellik genine sahip olan erkeklerde, saç foliküllerini kü­çülterek sonuçta ölümlerine ve saç kaybına neden olan madde, DHT’dir. Yediklerimiz de testosteron ve DHT sevi­yelerini etkiler; bu yüzden yiyeceklerimizi tıbbi özelliklerine göre seçerek ve saç üzerinde isten­meyen etkileri olabilecek hormonal olaylar zincirini başlatacak yiyeceklerden kaçınarak saç dökülme­sini önlemek mümkündür.

Testisler ayrıca, ergenlik çağından itibaren penisin büyümesi, vücut kıllarının çıkması, sesin kalınlaşması ve kasların yoğunluğunun artması gibi ikinci derece erkeksi özellikleri geliştiren hor­monlar olan androjenleri de üretirler. Androjenler kortikosteroidler olarak sınıflandırılırlar ve sadece testisler tarafından değil adrenalin bezleri tarafın­dan da üretilirler.


1852 .

  • 0
x